Özgüven

25.12.2014 4278

ÖZGÜVEN NEDİR?

    Kişinin kendi değeri hakkındaki  değerlendirmesidir; kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri (Örnek: Zekiyim, Sevilen bir insanım), hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları(Umutsuzluk, Utanç, Gurur), hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları (Çekingenlik, Dikkat, İddiacılık) içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi (Örnek: Zeytinyağlı sarmayı iyi yapabildiğimi düşünüyorum ve bu becerimle gurur duyuyorum), genel bir kavram olarak da düşünülebilir (Örnek: İyi bir insan olduğumu düşünüyorum ve bu nedenle kendimle her zaman gurur duyuyorum).

ÖZGÜVEN NASIL OLUŞUR?

Özgüven, kişinin diğer insanlarla olan deneyimleri ve aktiviteleri sonucunda oluşturduğu kendi imajının yansıması olarak gelişir. Kişinin çocukluk dönemi boyunca yaşadığı deneyimler özgüvenin şekillenmesinde en önemli paya sahiptir. Büyüme sırasında elde edilen başarılar, başarısızlıklar ve ailenin, öğretmenlerin, ekip arkadaşlarının ve önem verilen etraftaki tüm kişilerin kişiye davranış şekli özgüveni şekillendirir.

ÖZGÜVEN İNSAN İLİŞKİLERİNİ NASIL ETKİLER?

   1960´lardan 1990´lara kadar ABD'de kabul gören yaygın görüş, özgüvenin öğrencilerin okul başarısında, arkadaşları ile kurdukları ilişkilerde ve ilerdeki yaşamlarında gösterecekleri başarılarda önemli bir etken olduğuydu. Bu nedenle öğrencilerin özgüvenini güçlendirmeye yönelik pek çok program başlatıldı. 1990'lardan itibaren yapılan araştırmalar ise öğrencilerin özgüvenini yükseltmenin okul başarılarına olumlu bir katkısı olmadığı gibi, olumsuz etki yapabileceğini gösterdi.

   Saldırganlık - kabadayılık ile özgüven arasındaki ilişkiyi araştıran son çalışmalar da gençlerde özgüveni geliştirmenin faydası ile ilgili mitlerin yıkılmasına yol açmıştır. Önceleri, insan ilişkilerinde saldırganca davranışların kaynağının saldırgan bireylerdeki özgüven eksikliği olduğu düşünülmekteydi, ancak bu düşünceyi destekleyecek kontrollü deneyler bulunmamaktaydı. 2000´li yıllarda Baumeister ve arkadaşları tarafından yapılan psikolojik deneyler, saldırganlığın asıl kaynağının hak edilmemiş yüksek özgüven olduğunu göstermiştir. Saldırganca davranışlar sergilemiş suçluların çoğu kendilerini diğer insanlardan üstün kabul ederler ve saldırganlıklarının mazareti pek çok kez kendilerini hakarete uğramış, aşağılanmış hissetmeleridir. Sokak çetelerinin üyeleri genelde kendileri hakkında olumlu düşüncelere sahip olduklarını ifade ederler ve kendileri hakkındaki bu olumlu düşünceleri sarsacak şekilde davranan oldu mu saldırganlıkla karşılık verirler. Okullardaki zorba çocuklarların kendilerini diğerlerinden üstün gördükleri; düşük özgüvenli çocukların zorba olanlar değil, genellikle zorbalıklara kurban giden çocuklar oldukları bulunmuştur (Baumeister, 2001).

ÖZGÜVEN DÜŞÜKLÜĞÜ NASIL ANLAŞILIR?

Düşük özgüvenin fark edilmesi her zaman kolay olmayabilir. Düşük özgüveni gösteren durumlar aşağıdaki gibidir:

Dolandırıcı: Mutlu ve başarılıdır ancak hata yapmaktan son derece korku duyar. Sürekli başarma ihtiyacı duyar. Bunun sonucunda mükemmeliyetçilik, yarışma isteği ve her şeyi bir anda silme gibi problemlerin doğmasına yol açar.

İsyankâr: İnsanların (özellikle önemli ve güçlü kişiler) kendileri hakkındaki düşünceleri ve fikirleri önemli değilmiş gibi davranır. Yeterince iyi hissetmesini engelleyecek bir öfke ile yaşarlar. Sürekli insanların kendilerine karşı yargılamalarını ve hükümlerini önemsemediklerini kanıtlamaya çalışırlar. Bu durum, diğerlerini aşırı suçlama, kuralları ve yasaları çiğneme isteği ve otorite karşıtlığı gibi problemler yaratabilir.

Kurban: Aciz ve dünyanın dertleri ile başa çıkamayacak gibi davranıp, birinin gelip kendilerine yardım etmesini beklerler. Kendine acıma ve önemsizliğini sorumluluk alma ve kendi hayatını değiştirme gibi konulara karşı duyduğu korkudan kendini koruması için bir kabuk olarak kullanır. Sürekli olarak kendini yönlendirmesi için birilerini ararlar ve bu durum, iddiasızlık, başarısızlık ve kişilerle iletişimde başkalarına bağımlı olma gibi problemler yaratır.

 

ÖZGÜVENİ YÜKSELTMEK İÇİN ÜÇ ADIM

1. Adım:  İçinizden gelen sese kulak vermeyin.

Kişinin kendine güvenini arttırması için yapması gereken ilk şey sürekli negatif mesajlar gönderen iç sese meydan okumasıdır. İç sesten gelen eleştiriler ve bunlarla başa çıkma yöntemlerine birkaç örnek şu şekilde olabilir:

İnsafsızca kırıcı olan iç eleştiri: "İnsanlar benim sunumumu iyi bulduklarını söylüyorlar ancak olması gerektiği kadar iyi olduğu hiç olmadı. İnsanların yüzüme gözüme bulaştırdığımı fark etmediğine inanamıyorum. Bu konuda tam bir dolandırıcıyım." Karşı duruş: "Herkes çok beğendi. Belki tam anlamıyla mükemmel değildi ancak bu sunum için çok çalıştım ve iyi iş çıkardım. Kendimle gurur duyuyorum."

İç ses hayalci bir üslupla genelleme yapar:"Testten F alışım. Bu derste anlatılan hiçbir şeyi anlayamıyorum. Tam bir idiyot gibiyim. Neden bu kadar aptalım? Artık bu derside bu okulu da bırakıp gitmeliyim." Karşı duruş: "Bu testten çok düşük not aldım ancak ev ödevlerimi sorunsuz bir şekilde tamamladım. Anlayamadığım birkaç konu var ama daha fazla çalışırsam onları da anlayabileceğimi düşünüyorum."

İç sesten saçma fikirler çıkar: "Çok kızgın görünüyor. Bana hiçbir şey söylemedi ama bunu benden hoşlanmadığı için yaptığını biliyorum." Karşı duruş: "Çok kızgın görünüyor ancak benimle bir alakası yoktur sanırım. Belki de kendisine sormalıyım."

İç ses kıyamet habercisi olur: " Buluşma için beni aramadı. Çok utangacım ve kimse beni sevmiyor. Hiçbir zaman bir sevgili bulamayacağım. Hep yalnız kalacağım." Karşı duruş: "Sanırım benimle buluşmak istemiyor. Ancak o olmazsa başkası olur. Nihayetinde beni beğenip benimle ilgilenecek birileri ile muhakkak karşılaşacağım. "

2.  Adım: Kendinize merhamet etme alıştırması yapın

İç sesinizden gelen eleştirileri göz ardı etmek çok önemli bir adımdır ancak tek başına yeterli değildir. Kendinize merhamet etme alıştırması bir anlamda başkalarına karşı olan davranışlarınızda oluşturduğunuz empatiyi kendiniz için de gerçekleştirmeniz demektir. Bir arkadaşınız zor zamanlardan geçtiği zamanlarda, yüksek ihtimalle ona daha fazla ilgi gösterip desteklersiniz.

Aynı muameleyi kendiniz de hak ediyorsunuz. Özellikle zor zamanlardan geçerken kendinizi değerlendirmeye odaklanmak yerine işler zora girdiğinde kendinizi anlamaya ve kendinizle ilgilenmeye çalışın. İstediğiniz şeyleri yapamadığınız zaman kendinizi affedin. Kendinizi eleştirmek yerine nazik davranmayı deneyin. İnsan olduğunuzu ve insanların hata yapabileceklerini aklınızdan çıkarmayın. Hislerinizin farkında olarak herhangi bir durumda kötü hissettiğiniz zaman, kendinizi dengeli bir şekilde bu acıyı yaşaması için serbest bırakın.

3.   Aşama: Diğerlerinden yardım alın.

Diğer insanlardan yardım alma konusu, bir insanın özgüvenini geliştirmesi için en zor ama en önemli aşamalarından biridir. Özgüveni düşük olan kişiler genellikle başka insanlardan yardım talep etmezler çünkü bunu hak etmediklerini düşünürler. Fakat diğer insanlardan alınan yardımlar geçmiş deneyimlerden gelen negatif mesajlara meydan okumak için çok önemli bir fırsattır.

Psikolojik Danışman Ertuğrul KUZUCU

Kaynakça:

http://www.utexas.edu/student/utlc/

http://www.bilgiustam.com/zgven-nedir-nasil-gelisir/

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCven

Self-Esteem: A Proven Program of Cognitive Techniques for Assessing, Improving and Maintaining Your Self-Esteem by McKay, Matthew and Patrick Fanning.
Born to Win: Transactional Analysis with Gestalt Experiments by James, Muriel and Dorothy Jongeward.